12 Haziran 2010

17

şifreyi unutunca, uzun zamandır buranın yüzüne bakmayınca bloga erişim zor oluyor tabii...
her şey yolunda, yani tam olması gerektiği kadar olmasa bile aksini söylersem çok büyük haksızlık etmiş olurum.

geçen sene en son yazdığm post'ta "çok aşığım!" dediğim adamla hala beraberim mesela, kutlayın beni hey! :)
iddia ediyorum, hayatımın en güzel 11 ayını geçirdim. işten her eve geldiğimde ilk günlerimizdeki heyecanımızı taşırken kapıda karşıladığında 10 dakika boyunca sarılmalarımız hala devam ediyor. mesai bitse de eve koşup sarılsam, kokusunu içime doyasıya çeksem diye resmen geri sayım yapıyorum.

bugün ilk kez kısa ama bana çok uzun zamanmış gibi gelen bir süre için ayrı kaldık ve kalacağız. ayaklarım eve girmemek için geri geri gitti. kedimiz bile anahtar sesini duyduğu an kapıda biten o hayvan, kapıya bile gelmedi. oturduğu karanlık köşeden şöylece baktı, gözlerini süzdü. zırlamak parayla değil elbette. benim de duygularım var elbette ve belki çoğu insandan daha üst noktada yaşadığım için bu duyguyu koyverdim haliyle. terslik olduğunu sezen kedimiz bile geldi sokuldu durdu. her zaman onu sevmemizi bekleyen hayvan, bugün resmen kendisi gelip sevdi beni! evi topladım (ki normalde hiçbir kuvvet durduk yere bu işi yaptıramaz bana!), kıyafetlerini düzenledim, katladım, kokularını çektim durdum içime. sonra gene 2-3 damla aktı gitti gözümden.

duyan da askerlik için falan ayrı düştük sanacak. öyle değil halbuki... ya bir de askere giderse bu adam? hayatımızda bir de böyle bir gerçek var. 1 gün göremediğim zaman muhakkak o gün hır çıkararak, hırçınlaşarak bok eden ben, adam askere gittiğinde kim bilir napar! aklıma bile getirmek istemiyorum...

hayatta herkes için "bu o" dediği biri var, inanıyorum buna. ve ben onu buldum...
hay allah ya şimdi de mutluluktan ağlıyorum.
bu regl dönemlerine bir çare bulunmalı!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder